1 Eylül 2017 Cuma

MÜNİH / EKİM 2008

İstanbul-Münih uçuşu yaklaşık üç saat sürüyor. Havaalanından şehre otobüs, taksi veya tren ile ulaşılabiliyor. Bu yolculuk da yaklaşık 50-55 dakika sürüyor. Havaalanında, makinelerden becerip de jeton alabilirseniz, geri kalan kısmı kolay.
Münih Almanya’nın Bavyera bölgesinde bulunan 1.3 milyon nüfuslu bir şehir. Patates tüketimi ve biranın beyin hücrelerinde yarattığı hasar günümüzde Bavyeralı fıkraları olarak tezahürünü gösteriyor. Orijinal isim olan München, Keşişlerin Yeri anlamına geliyor. Şehrin kuruluşu 1150’li yıllara kadar gidiyor.
İzmir büyüklüğündeki kentte yaşam da İzmir’deki kadar sakin neredeyse. Bira parası kazanmak için çalışan Almanlar mesai bitimiyle, birahaneleri dolduruyorlar. Muhteşem lezzetli “pritzel” (oldukça tuzlu bir tür simit) yiyerek bira içiyorlar. Kentin en turistik birahanesi ise Marienplatz'da bulunan Hofbrauhaus.

marienplatz

1158 Yılından bu yana Münih şehrinin merkezi olan Marienplatz, ortaçağda pazarların kurulduğu, çeşitli sportif ve eğlence yarışmalarının düzenlendiği bir alanmış. 
Ünlü yaya caddesi Kaufingerstrasse, turistlerin en yoğun olarak toplandıkları bölge. Bu cadde üzerinde bulunan neo-gotik yapı Neues Rathaus'un hemen karşısında sıralanan kaldırım kafeleri çok keyifli.


Kaufingerstrasse'nin devamı olan bir diğer ünlü cadde de Neuhauser Strasse. Bu cadde büyük mağazaları ile şehrin en yoğun alışveriş merkezi. 
Neues Rathaus'un 2 arka paralel sokağı Brauhausstrasse'de dünyanın en meşhur birahanelerinden Hofbrauhaus bulunuyor (https://www.hofbraeuhaus.de/en/welcome.html). 1589 Yılında hizmete giren bu bira evi Mozart, Lenin, John F. Kennedy, Thomas Wolfe, Louis Armstrong, Mikhail Gorbaçov, George W. Bush gibi ünlü isimleri ağırlamış. Ama daha ziyade Adolf Hitler'in, Göring, Goebbels ve Himmler ile burada toplanıp, Nasyonal Sosyalist Parti'nin temellerini atması ve daha sonra da strateji belirleme görüşmelerini burada yapmaları mekanı ilginç kılıyor.

hofbrauhaus

english garden

3,7 kilometrekare alanıyla dünyanın en büyük kent parklarından olan English Garden, New York'taki Central Park'tan dahi daha büyük. Birçok bira evi, yürüyüş ve bisiklet yolları, göz alabildiğine yemyeşil çim alanlar, minik göletler parkı özellikle haftasonları Münih'liler için cazip kılıyor. Meşhur bira festivali October Fest'in de büyük bölümü bu parkta gerçekleşiyor. https://www.muenchen.de/int/en/sights/parks/english-garden.html

english garden

Ağaçlardan dökülen yaprakların, göl üzerinde oluşturduğu tablo.

english garden

Sonbaharda English Garden, özellikle yağmur sonrası sakinliği ve doğanın kokusuyla son derece keyifli oluyor.

english garden

DACHAU TOPLAMA KAMPI


Nazi Almanyasının kurduğu ilk toplama kampı, Münih'e 17-18 kilometre mesafede bulunuyor ve 30 dakikalık bir tren yolculuğuyla ulaşılabiliyor. Bu kampta Nazi yönetimi sırasında, 45 binin üzerinde Musevi, Rus, muhalif Alman ve çingene gaz odalarında zehirlenerek öldürülmüş ve cesetleri fırınlarda yakılmış. 23 Türk vatandaşı da bu kampta ölmüş. https://www.kz-gedenkstaette-dachau.de/en/


Kamp 1933 yılında Heinrich Himmler tarafından açılmış. Daha sonra Almanya ve Avrupa'nın muhtelif yerlerinde açılan toplama kampları için prototip olmuş. Hitler, burayı Nazi Partisinin Genel Karargahı olarak kullanmış. Kavgam isimli kitabını burada yazmış.


Kamp, savaşı Almanların kaybetmesiyle birlikte, 1945-1948 yılları arasında, yargılanmayı bekleyen Nazi savaş suçlularını hapsetmek amacıyla kullanılmış.
Nazi döneminde 12 yıl boyunca kampta 200.000'in üzerinde tutuklu kalmış ve bunların resmi kayıtlara göre 32.000'i, ancak gerçekte 45.000'i gaz odalarında katledilmiş.


Önceleri kampta hasta ve zayıf düşerek ölenlerin bedenlerini yakmak için 2 fırınlı küçük bir krematoryum inşa edilmiş. Daha sonra Musevilerin toplu bir şekilde gaz odalarında katliyle birlikte yeni ve daha büyük bir krematoryum inşa edilmiş. Kamp alanı ile krematoryum arasında bulunan minik bir köprü, o köprüyü geçenlerin geri dönmemeleri üzerine ölüm köprüsü olarak adlandırılmış.


krematoryum ve gaz odaları

Yeni inşa edilen tek katlı krematoryuma insanlar, binanın en soldaki kapısından 30-40 kişilik gruplar halinde alınıyormuş. İlk oda olan bekleme odasında toplandıktan sonra, ikinci odaya yani soyunma odasına alınıyorlarmış. Burada kadın-erkek, yaşlı-çocuk hepsi bir arada, üzerlerindeki kıyafetleri çıkarıyormuş. Ortadaki gaz odasına alınan insanlar, banyo yapmak üzere tavandaki duşlardan su beklerken, gaz veriliyormuş.

bekleme odası

Soyundurulmadan önce, insanların bekletildikleri oda.

soyunma odası


Kıyafetlerini çıkarıp, yandaki gaz odalarına geçmeyi bekledikleri oda.

gaz odası

fırınlar

Fırınlarda aynı anda 2 kişinin cansız bedeni yakılabiliyormuş.

kül alanı

Fırınlardan çıkan küllerin el arabalarıyla taşınarak döküldükleri, binanın arkasında bulunan alan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder