12 Eylül 2017 Salı

VENEDİK / KASIM 2013

Venedik (Venice-Venezia), İtalya'nın kuzeydoğusunda, Adriyatik sahilinde yer alan bir ada şehir. Birbirine 400 köprü ile bağlı 118 adadan oluşan kent, 75.000'e yakın nüfusa sahip. Ancak Mestre gibi kentin dışındaki yeni yerleşimleri de kapsayan belediye sınırları içerisindeki nüfus 270.000 civarında. Venedik'in gelirlerinin neredeyse tamamı turizmden geliyor. Hava, kara, deniz ve demiryolu ile, özellikle yaz boyunca şehre turist akıyor. Yazın hemen her gün, her biri 5000'e yakın yolcu taşıyan 10-12 cruise gemisi limana demirliyor. 



Venedik, tarihte 8. Yüzyıla kadar Bizans İmparatorluğuna bağlı iken, bu tarihten sonra ayrı bir cumhuriyet olmuş. 8. yüzyıl ile 18. yüzyıl arasında Venedik Cumhuriyeti'nin başkenti olan Venedik, 18. yüzyılda İtalya'ya katılmış. Diğer Akdeniz ülkeleriyle yapılan deniz ticareti kenti gitgide zenginleştirmiş. 4. Haçlı Seferine de öncülük eden Venedik Cumhuriyeti, bu sayede Girit adasını almış. 1300'lerin ortasında yaşanan veba salgını, halkın yarısının ölümüne sebep olmuş. 


Seri bir programla bir haftasonuna sığdırılabilecek Venedik için, 3 gün yeterli. Hatta dördüncü gün sıkılmak olası. Görülmesi gereken hemen her yer San Marco Meydanı'nın da bulunduğu adacıkta yer alıyor ve 2-3 günde bitirilebiliyor.


SAN MARCO MEYDANI (hrt 1) 

Kentin turist ilgisine en çok mazhar olan sembol mekanı. Napoleon tarafından Avrupa'nın oturma odası şeklinde tanımlanmış. Dikdörtgen şeklindeki avlunun doğu ucunda San Marco Bazilikası, Dükler Sarayı ve büyük çan kulesi Campanile bulunuyor. Sonbahar ve kış aylarında yağışların da artması ile, kentin geri kalanı gibi bu meydan da 40-50 cm sular altında kalıyor. Suyun olmadığı 

saatlerde kenarda bekletilen platformlar, su basacağı saatlerde uç uca eklenerek, yürüyenler için yol oluşturuluyor. Ne gün, hangi saatte suların yükseleceğini kent halkı, özellikle de esnaf biliyor. Hemen hemen bütün dükkanlarda su geçirmez plastik çizmeler (20 euro) ya da mevcut ayakkabının üzerine geçirilen çizme şeklinde üretilmiş plastik kaplar (10 euro) satılıyor. Dükkanlar ise neredeyse her gün yaşadıkları bu sel felaketini kanıksamış durumda. Bütün esnafın ayağında çizme var. Dükkanların içi de aynı seviyede su doluyor. Su çekilince dükkandaki sular dışarıya paspaslanıyor ya da dalgıç pompa kullanılarak dışarı akıtılıyor. Sular altında kaldığı günlerde bile meydan turistlerle dolu oluyor. Ancak burada yeme-içme faaliyetleri biraz masraflı. Zira kafelerde bir küçük bira da, kahve de 10-12 euro civarında.


SAN MARCO BAZİLİKASI (hrt 2) 

San Marco Venedik'in en önemli azizi. Bu azize ait bazı eşyalar, Venedikli tüccarlar tarafından İskenderiye'den çalınıyor. San Marco Katedrali, iç kısımda bu Kutsal Emanetleri muhafaza etmek için, Dükler Sarayı'na bağlantılı olarak 828 yılında inşa edilmiş. 976 yılında yanmış ve tekrar yapılmış. On yıllar boyunca Venedik Düklerinin kilisesi olmuş. Kilise binasının mimarisinde İstanbul'da bulunan bir bazilika esas alınmış. Bu nedenle Bizans Kiliselerini andırıyor. Kilisenin en etkileyici kısmı 1976 yılında İstanbul'da imal edilen mihrap Pala D'oro. Girişin üzerinde bulunan dört at heykeli, 1204 yılında İstanbul'un yağmalanmasıyla elde edilen malzemelerden yapılmış. Kilise girişi ve ön cephe 
13. yüzyılda inşa edilmiş. Kubbeler, Dükler Sarayı ile bütünlük oluşturması amacıyla kurşunla kaplanmış. 
Kiliseye giriş ücretsiz olmakla birlikte, içerideki örneğin hazine gibi bölümlere giriş ücretli.

CAMPANILE (hrt 3) 

100 metre yüksekliğindeki kule, Venedik'in en yüksek yapısı. İlk kez 9. yüzyılda inşa edilmesine karşın, günümüzdeki halini 1514 yılında almış. 1902 yılında çökmüş ve 10 yıl sonra yeniden inşa edilmiş. Asansörle çıkma imkanı da bulunan kuleye giriş ücreti 8 euro. 

DÜKLER SARAYI ( hrt 4) 

İlk kez 9. yüzyılda inşa edilmiş. Sonradan bir yangında büyük hasar görerek tadil edilmiş. Gotik tarzda inşa edilen saray bugünkü haline 14. yüzyılda kavuşmuş. Karanlık bir atmosfere sahip sarayda iç mimari Gotik ve Rönesans tarzlarını yansıtıyor. Giriş ücretli. 

SON NEFES KÖPRÜSÜ (hrt 5) 

Ön yüzü San Marco Meydanı'na bakan Dükler Sarayı'nın arka cephesinde yer alan ve sarayı hapishaneye bağlayan kapalı geçit. Rivayete göre idam edilmek üzere hapse atılan mahkumlar bu geçitten geçirilirmiş. Ve dışarıyı son kez buradan geçerken gördükleri için de köprünün adı Son Nefes olarak tescil edilmiş.

-son nefes köprüsü-

GIARDINETTI REALI (hrt 6) 

San Marco meydanının güneyinde bulunan park, 19. yüzyılda Napoleon'un emriyle Eugene Beauharnais tarafından yapılmış. Ancak ne yazık ki, Napoleon parkın bitmiş halini görecek kadar yaşayamamış. 

SAN ZACCARIA KİLİSESİ (hrt 7) 

9. Yüzyılda yapılan kilisenin bir mihrabı içinde San Zaccaria'nın oğlu Aziz Yakup'un kemikleri ve eşyaları bulunuyormuş. Binanın Gotik dış cephesi 15. yüzyılda, çan kulesi ise 13. yüzyılda yapılmış.

ARSENALE (hrt 8) 

Bir zamanlar dünyanın en büyük tersanesi olan Arsenale 12. yüzyılda yapılmış. Venedik donanmasının gücü Arsenale'den kaynaklanıyormuş. Halihazırda İtalyan Deniz Kuvvetleri tarafından kullanıldığı için içeri girmek mümkün değil. Ama çevresindeki duvarlar ve yapılar hayranlık uyandırıyor. Bu binaların bazıları yıl boyunca çeşitli bienaller için kullanılıyormuş.

OSPEDALE CIVILE (hrt 9) 

Şehir hastanesi. Giriş katındaki kütüphane ve resepsiyondaki 16. yüzyıl işi ahşap tavanı görülmeye değer. Mermer ön cephesi de insanda hayranlık uyandırıyor. Hastaneye ait kilisede Tintoretto ve Veronese'ye ait resimler sergileniyor. Ziyaret ücretsiz ama allah kimseyi düşürmesin. 

SANTI GIOVANNI E PAOLO KİLİSESİ ( hrt 10) 

Şehrin en büyük ve en önemli kiliselerinden. Kilise, Gotik tarzda, Dominikliler için inşa edilmiş. 15 yüzyılda da Vatikan tarafından takdis edilmiş. Kilisenin girişi Rönesans'ın erken habercilerinden. San Marco'dan sonra Venedikliler için en önemli kilise. 25 Dükün mezarı ve çeşitli anıtlar kilise içini süslüyor. Ayrıca bir şapeldeki Veronese resmi ile San Domenico şapelinin tavan süsleri görülmeye değer. Giriş 2,5 euro.





SANTA MARIA DELLA SALUTE (hrt 11) 

San Marco Meydanının güneyinde, büyük kanalın öte tarafındaki Dorsodura mahallesinde bulunuyor. 16. Yüzyılda nüfusun üçte birinin ölmesine yol açan veba salgınının sona ermesine şükretmek amacıyla inşa edilen Barok kilise, şehrin en tanınan sembollerinden birisi. Mimar Baldassare Longhena tarafından tasarlanmış ancak mimarın ölümünden 5 yıl sonra bitirilebilmiş. Mihraplardan birinde Titian'ın Hz.Meryem'in Göğe Yükselişi (1550) yer alıyor. Her yıl 21 Kasım'da dubalar konularak yapılan suni bir köprü aracılığıyla kiliseye kanal üzerinden yürüyerek ulaşan halk şükranlarını sunuyor. Bu etkinliğe Festa Della Salute ismi veriliyor. Salute sağlık anlamına geliyormuş. Kiliseye giriş ücretli. 


TEATRO LA FENICE (hrt 12) 

Ölüp yeniden yaratılan, küllerinden doğan efsanevi Phoenix kuşundan ismini alan Teatro la Fenice, 18. yüzyılda yapılmış. 1774 yılında yanmış. 1792'de yeniden açılmış. 1996 yılında bu sefer içi yanmış ve büyük hasar olmuş. 2003 yılında içi tamamen yenilenmiş ve yangına karşı koruma sistemi kurulmuş. Görkemli iç görünüşü için ziyaret edilmeli. Tabii ki bir bale, opera veya konser bileti alarak.


PALAZZO GRASSI (hrt 13) 

Büyük Kanal'daki bu görkemli palazzo, Venedik Cumhuriyeti'nin çöküşünden önce yapılan son palazzo olma özelliğini taşıyor. Giorgio Massari tarafından 1749 yılında tasarlanmış. Bir avlunun etrafına dikdörtgen şeklinde ve büyük kolonların üzerine inşa edilmiş. Fransız zengin François Pinault tarafından yakın geçmişte satın alınmasından sonra Japon mimar Tadao Ando tarafından içi yenilenmiş. Günümüzde, Pinault'a ait geniş sanat koleksiyonunun sergilendiği bir müze. Giriş ücretli. 


ACCADEMIA KÖPRÜSÜ (hrt 14) 

1854 yılında dökme demirden inşa edilmiş. Hafifliği nedeniyle daha sonradan yıkılan köprü, 1932 yılında ahşap olarak yeniden yapılmış. Köprü üzerinden Venedik ve Büyük Kanal çok güzel görüntüler sunuyor. Avrupa'nın bir çok ülkesindeki köprüler gibi burada da aşık çiftler, köprü korkuluklarına aşklarını simgeleyen asma kilitler takıyorlar. 

RIALTO KÖPRÜSÜ (hrt 15) 

San Marco Meydanı ile birlikte Venedik'in en sık ziyaret edilen mekanı Rialto Köprüsü'dür. Öyle ki, kentin daracık sokaklarında Per San Marco ve Per Rialto şeklinde yönlendirme tabelaları bulunuyor. Ponte Rialto, Büyük Kanal üzerindeki dört köprüden birisidir. Şimdiki köprünün yerinde 1181 yılında su üzerinde yüzen bir köprü varmış. Kullanımın artması üzerine 1255 yılında ağaç bir köprü yapılmış. 1310 yılında köprü yanmış. Yeniden yapılan köprü 1444 ve 1524 yıllarında iki kez çökmüş. Bugünkü taş köprünün çizimleri (soyadı daha sonradan İtalyancada köprü anlamına gelecek olan) Antonio da Ponte tarafından yapılmış ve 1591 yılında tamamlanmış.

CAMPO SANTO STEFANO (hrt 16) 

Venedik'in en güzel ve huzurlu meydanlarından birisi olan Campo Santo Stefano'da, meydana bakan kafede bir kahve molası verebilir ve medenileşmiş ve evcilleşmiş serçeleri elinizle besleyebilirsiniz. 


VENEDİK'TE ULAŞIM 

Marco Polo Havalimanından kente vapuretto ile ulaşım en keyifli yöntem. Gidiş- dönüş alınan vapuretto bileti 27 euro. 

Venedik merkezinde motosiklet dahil motorlu araçlara izin verilmiyor. Hemen her yerin yürüme mesafesi olduğu kent merkezinde turistler yürümeyi, şehir sakinleri ise Vapuretto'yu tercih ediyorlar. Vapuretto bileti 7 euro ve 90 dakika süreyle geçerli. 

Venedik'te bugün 400 civarında gondol bulunuyor. 40 dakikası 80 euro, sonraki her 20 dakikası ise 40 euro olarak ücretlendiriliyor. 

VENEDİK'TE YEME-İÇME 

CAFE FLORIAN (hrt 17): San Marco Meydanı'nda bulunan 1720 açılış tarihli Cafe Florian, dekoruyla ve müdavimleri ile ilgi çekici. Tarih boyunca Goethe, Hemingway, Mark Twain, Marcel Proust, Thomas Mann, Giuseppe Verdi gibi isimler burada keyif yapmışlar.



AL TEATRO GOLDONI (hrt 18): Nefis İtalyan işi ince hamur pizzalar yenilebilir. 1 doyurucu pizza-1 cola 15-17 euro civarında.

ŞAHANE UNLU LEZZETLER ENFES
PICCOLO MARTINI PIZZERIA (hrt 19): Harika pizza ve makarnalar. Üstelik (Venedik için) son derece makul fiyatlarla. Günün hemen her saati masa bulmak problem. Trip Advisor ödülü nedeniyle turistler özellikle tercih ediyor. Pizza+cola 10-12 euro.


McDONALDS (hrt 20): Özellikle yurtdışında yemek problemi olup, ne yediğinden emin olmak isteyenler için Venedik'te 1 adet McDonalds bulunuyor. Rialto'dan yürünerek ya da vapuretto ile 1 durak mesafede, Ca'd'oro bölgesindeki McDonalds'da BigMac menüyü 8 euro'ya yiyebilirsiniz.

KONAKLAMA

HOTEL AL CODEGA (hrt 21): Rialto ve San Marco'nun ortası bir konumda ve her ikisine de 5 dakikalık yürüme mesafesinde, mükemmel bir lokasyona sahip. Yalnız otele ilk gelişte bulmak biraz mucizeye bağlı. Zira girişi gözlerden uzak ve küçük bir avluda bulunuyor. Temizlik ve konfor açısından ihtiyacı karçılayacak nitelikte. Zengin bir kahvaltı menüsü var. 2 kişilik oda+kahvaltı ücreti 140 euro.


























































































































































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder